Karotiko-Kavernöz Fistül

Soru – CevapKategori: Girişimsel RadyolojiKarotiko-Kavernöz Fistül
Lokman asked 7 sene önce

slm eşimde 6 ay önce doğumdan yaklaşık bir ay önce şiddetli baş ağrısı meydana geldi. Ondan sonra gözde bir kızarıklık belirmeye başladı yaklaşık 6 ay oldu. Hacettepe ye gittik anjıyo yaptılar ve vistülde sızıntı olduğu söylendi.Yani tanı olarak karotiko kavernöz fistül. size sormak istediğim müdalenin yapılması kesinlikle gerekli mi? Riski var mı? varsa ne kadardır? Cevabınız için şimdiden teşekkür ederim

Özgür replied 7 sene önce

Geçmiş olsun. bahsettiğiniz hastalık, yani karotiko-kavernöz fistül, muhakkak endovasküler olarak (yani girişimsel radyolojide damar içerisinden) tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Bu hastalığın açık cerrahi tedavisi oldukça zor olup tüm dünyada bu hastalık anjiografik olarak endovasküler yoldan (yani damar içerisinden sızıntı alanına ilerlenerek) tedavi edilmektedir. Tabiki her cerrahide, her ameliyatta, her girişimde olduğu gibi bu girişimde de hasta açısından risk mevcuttur. Ancak tedavi edilmeye çalışılan damarların 4-5 milimetrelik oldukça küçük damarlar olduğu, oldukça dar bir alanda riskli bir işlem yapıldığı unutulmamalıdır. İşlem riski açısından kesin bir yüzde vermek oldukça zordur, ancak işlem yapılan merkezin deneyimi bu oranları belirgin olarak aşağıya çekecektir. Bu vesile ile Hacettepe Üniversitesi Girişimsel Radyoloji bölümü bu tedavi için Türkiyedeki en iyi merkezlerden biridir. Tedavi konusunda bu merkezdeki ilgili hekimlerin direktifleri doğrultusunda hareket etmenizi tavsiye ederim. Eşinize bu tedavi mutlaka yapılmalıdır, çok çok nadiren sızıntı bölgesi kendi kendine tromboze olmaktadır, yani kapanmaktadır. Ancak tedavi olmayarak işi şansa bırakmak oldukça tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Hatta eşiniz gözünü ve o gözün görmesini kaybedebilir. Zaten bu hastalıkla genellikle göz bulguları ön plandadır. Sızıntı yapan damar gözde kan birikmesine yol açar, bu nedenle gözde kızarıklık, şişme, gözde öne doğru çıkma izlenir. İleri evrede hastalık tedavi edilmez ise sızıntı yapan damar beyine kan gitmesini engeller ve ellerde, ayaklarda nörolojik sorunlar ortaya çıkabilir (Çalma fenomeni gerçekleşir). İleri evrede izlenen bu semptomların ortaya çıkmaması için erken tedavi önemlidir.

Özgür replied 7 sene önce

Şimdi de hastalığın nasıl ortaya çıktığına kısaca bakalım.

Kalpten beyine kan götüren karotis atardamarı, beyinden kalbe kanı geri getiren kavernöz sinüs denen kan havuzu (toplardamar) ile yan yanadır. Trafik kazası, kafa travması, düşmeler, darbe olayları gibi durumlarda, bazen de kendi kendiliğine, bu birbirine yakın yerleşimli atardamar ile kanı getiren toplardamarlar arasında bir yırtığa bağlı, normalde olmaması gereken bir bağlantı gelişir. Buna fistül diyoruz. Dolayısı ile beyine gitmesi gereken kan, beyine gidemeden bu yırtıktan kan havuzuna boşalır, dolayısı ile bir süre sonra beyine normalden daha az kan gitmeye başlar. Ayrıca kan havuzunda biriken kan bu alanda basıncı artırarak bir başka yolla gözde de kanın birikmesine yol açar. Bu da göz bulgularını ortaya çıkartır.

Kısaca; karotiko-kavernöz fistül, beyinde toplardamar ile atardamarlar arasında (bir yırtığa bağlı) olmaması gereken bir bağlantıdır, ve tedavide bu yırtığın giderilmesi gerekmektedir. Çoğu zaman bu tedavi sadece Girişimsel Radyolojide endovasküler yöntemlerle yapılabilmektedir. Girişimsel Radyoloji ünitelerinde uygulanan bu tedavi yönteminin aslı, bu yırtılan damarın koil denen küçük tellerle onarılması, ya da sızıntı olan alana stent denen metal boruların yerleştirilmesi ilkesine dayanmaktadır. Ancak vücudun diğer damarlarından farklı olarak yapılan işlem beyin içinde gerçekleştiriğinden bu sofistike girişimlerin deneyimli merkezlerde deneyimli Girişimsel Radyologlarca yapılması tavsiye edilmektedir.